loader
Yükleniyor...

Altıncı His Diye Bir Şey Var Mı?

Altıncı His Diye Bir Şey Var Mı?Uzun süredir görmediğiniz bir arkadaşınızdan telefon aldığınızda daha birkaç saat önce onu düşündüğünüzü fark edip şaşırdığınız oldu mu? Ya da önceki gün rüyanızda gördüğünüz akrabanızla ilgili bir haber duyduğunuzda enteresan duygular hissettiniz mi?  Negatif duygularla uyandığınız bir sabahın ardından işe giderken aracınızın lastiğinin patladığı,  çalışırken bilgisayarınızın bozulduğu ve daha birçok aksiliğin gün içerisinde üst üste geldiği durumlar yaşadınız mı?

Hemen  hepimizin başına gelmiş olan bu ve benzeri olaylar  genellikle  6. Hisse sahip olduğumuz veya doğa üstü önsezilerimizin olduğu düşüncesini akla getirtir. Oysaki  Psikoterapi Uzmanı Mustafa GÖDEŞ,  durumun pek de öyle olamadığı belirterek şunları söylüyor:
Son yıllarda psikoloji ve nörobiyoloji alanında yapılan çalışmalar, 6. His olarak tanımlanan pek çok olayın arkasında bazı nedensellikler olduğunu bize gösterdi .  Bahsedilen örneklerden yola çıkacak olursak:  Mesela  uzun süredir görmediğimiz bir arkadaşımızın bizi telefonla araması ve daha birkaç saat önce onu düşünmüş olmamız ilk bakışta sıra dışı bir olay gibi gelebilir. Oysaki yapılan araştırmalarda görülmüştür  ki  gün içerisinde yüzlerce  insanı düşünürüz.  Kimi zaman mili saniyeler içerisinde onlarca suret ve bunlara ilişkin anılar bazen bilinçli, çoğu zaman da bilinçdışı şekilde hızlı bir film şeridi gibi zihnimizden geçer.  Ancak biz bunların büyük çoğunluğunu unuturuz.  Ta ki o suretlerden birisi tesadüfen bizi arayana kadar. İşte o anda zihnimizin verdiği tepki “evreka (buldum)” dır. Zihinsel yapımızın bu şekilde çalışması aynı zamanda bazı önemli psikolojik ihtiyaçlarımızı karşılar. Çünkü bu durum kişide doğaüstü sezgilere, mistik yeteneklere sahip olduğu duygusunu uyandırır. Bu duygu ruhumuzda bulunan yetersizlik ve değersizlik hislerini tamir eder. Literatürde buna narsisistik (büyüklenmeci) tatmin adı verilir.

Zihnimizin narsisistik tatmin sağlamaya yönelik çalışması ile ilgili bir diğer örnek te içimizde kötü duygular hissettiğimizde gerçekten de gün içerisinde pek çok olumsuz olayın (lastik patlaması, bilgisayar bozulması gibi…) gerçekleşmesidir. Aslında bu gibi durumların arkasında da  çoğu zaman zihnimizin bize oynadığı çeşitli oyunlar vardır. Bu oyunlardan ilki “seçici algılamadır.” Yani aslında gün içerisinde pek çok olumlu şey de yaşarız ancak zihnimiz “evreka” tepkisi verebilmek adına bunları görmez, sadece olumsuzlara odaklanır. Yine bu örnekle alakalı bir diğer zihinsel oyun da “kendini gerçekleştiren kehanettir.  Kendini gerçekleştiren kehanette ise kişi farkında olmadan bilinçaltında yer alan düşünceyi gerçekleştirme yönelik eylemler sergiler. Kimi zaman sonuçlar olumsuz olsa bile. Örneğin normal yoldan gitmek varken kestirme olsun diye bozuk yola girip lastiği patlatır. Yanlış tuşlara basarak bilgisayarın arıza yapmasına neden olur. Domates doğrarken elini keser. Bu bilinçdışı eylemler her ne kadar kişiye fiziksel dünyada zarar vermiş olsa da ruhsal dünyamızın derinliklerinde büyük bir narsisistik tatmin sağlar.  “Gördün mü bak nasıl hissettim kötü şeyler olacağını?”  şeklinde...

6. his, durugörü, telepati gibi şeylerin gerçekte var olup olmadığı hala bir tartışma konusu. Her ne kadar bu olguların varlığı bilim tarafından şu ana kadar ispatlanamamış olsa da araştırmalar  devam ediyor. Dolayısıyla var olduğunu ispatlayamadığımız şeyler için “yok olduğunu” söylemek de büyük bir önyargı olur. Ancak şu kadarını söyleyebiliriz ki günlük hayatta karşılaştığımız ve anlamlandıramadığımız pek çok olay yaşıyoruz.  Anlamlandıramadığımız bu olaylara  metafiziksel anlamlar yükleme eğilimimizin nedeni ise,  ruhumuzda yer alan “yetersizlik, değersizlik ve çaresizlik” duyguları tamir etmeye yönelik  narsisistik savunma mekanizmalarından başka bir şey değildir.


Mustafa GÖDEŞ
  Klinik Psikolog